Tag Archives: Bali

Tanrıların Adası Bali: Galungan-Kulingan Kutlamaları

Kutsal maskeler, yosun tutmuş heykeller ve inanılmaz tapınak mimarileri, dar sokaklar, binlerce tanrı ve şeytanlara adanan adaklar ile Bali, hayatın ritüel olduğu bir ada.

Güneş altında pırıl pırıl parlayan pirinç tarlaları, yağmur ormanları, egzotik çiçekler ve binlerce tapınaktan yükselen tütsü kokuları içerisinde tanrıların adası olarak da bilinen Bali, Endonezya’yı oluşturan 17.500 adadan sadece birisi. Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip Endonezya’nın Hindu dinine mensup halkı olan tek adası Bali. Buradaki halkın %93’ü Hinduizm inancına bağlı.

Coğrafi konumu ve ekolojisinin dikkate değer olmasının yanı sıra, gelişmiş inanç sistemi ve zengin kültürü ile de bulunduğu coğrafyada gözleri üzerine çekmeyi başarıyor.

Bali’nin, zamana ve turizme yenilmeyen dini inanç sistemleri insanı gerçekten çok büyülüyor ve zamanda yolculuk yapıyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Bir yandan küresel turizmin yarattığı tüm sorunlarla ve olumsuzluklarla yüzleşmek zorunda kalıyor, diğer yandan dar patikalar, ilginç ritüeller, pirinç tarlaları ve gamelan ezgileri içinde mistik anlar yaşıyorsunuz.

Ubud, kastı yüksek bir bireyin cenaze töreninden

Zaman zaman aşırıya kaçabilen inanç sistemleri ve dini yaptırımların bireyler üzerindeki baskısı hakkında yazılacak çok şey olsa da, GalunganKulingan kutlamaları bu yazımızın konusu.

Bali’nin güzelliğini ve çok enteresan bazı ritüellerini sergileyen Baraka filminden bir kesit

Her zaman ihtişamlı banyan ağaçları çevresine kurulan Bali tapınakları, adaklar, tütsüler, çiçekler ile süslü ama özellikle Galungan ve Kulingan zamanı tapınaklar batikten örtüler (saronglar), muz, palmiye ve bambudan yapılmış inanılmaz el işçilikleri ve diğer adaklar ile her zamankinden daha renkli ve etkileyici oluyor.

Galungan ve Kulingan birbirini takip eden iki büyük festival. Bali’de kutlanılan en önemli seremonilerinden biri. Gulingan-Kulingan kutlamaları, Baliler’in takvimine göre her 210 günde bir kutlanılıyor ve toplamda 10 gün sürüyor. Bu festivallerden 25 gün önce ve 25 gün sonra da çeşitli etkinlikler ve seremoniler gerçekleştiriliyor ve aslında festival toplamda 60 günü içeren bir zaman dilimine yayılıyor.

Galungan-kutlamalari-Tapinak
Galungan zamanı, tapınağa girmeden birbirlerini su ile arıtan kızlar

Galungan- Kuningan adetleri,  kuşaklar boyunca birbirine yayılan, sözlü geleneklere dayanıyor. İnanışa göre, bir zamanlar Bali, kötü niyetli Mayadanava adında bir diktatör tarafından yönetilirmiş (‘maya’, ilüzyon; ‘danava’, şeytan demek). Mayadanava zamanında tüm dini seremoniler yasakmış ve toprak kurak, su kaynakları tükenmek üzereymiş; insanlar büyük kıtlık ve hastalıklar ile boğuşuyormuş. Büyük savaşlar sonrası, ata ruhlar tarafından öldürülmüş Mayadanava.

Galungan zamanı, Mayadanava’nın ölüşünü, iyiliğin kötülüğü yenmesini, (dharma’nın adharma’yı yenmesini) yeniden topraklara bereket, insanlara mutluluk getirilmesini kutluyor Bali halkı.

Tüm adada çok büyük keyif ile kutlanan Galungan sırasında, ata ruhların dünyayı ziyareti de kutlanıyor ve ata ruhları onurlandırmak, eğlendirmek gerekiyor. O yüzden bu festival çok yüksek ses ve coşku ile kutlanıyor. On gün sonra Kuningan Festivali’nde ise bu ruhların tekrar öteki dünyaya huzur ile geri dönüşleri kutlanılıyor.

Tanrıların Adası: Galungan - Kulingan Kutlamaları
Galungan-Kulingan kutlamaları için süslenmiş Bali sokakları

Galungan için hazırlıklar günlerce öncesinden başlıyor. Festivalden 3 gün önce, Penyekeban diye adlandırılan ilk kısmında, aileler hazırlıklar yapmaya başlıyorlar. Bambu ve palmiye yapraklarından yapılmış adaklar ile sokaklar, tapınaklar, yemekler süsleniyor, muzdan tatlılar yapılıyor. Erkekler büyük ve yüksek yerlerdeki süslemeleri yaparken, kadınlar adanacak yemekler için sepetleri süslüyorlar.

Festivalden iki gün önce Penyajaan olarak adlandırılıyor. Kutsal kabul edilen jaja diye bilenen pirinçten yapılan Bali kekleri hazırlanıyor hem yeniliyor hem tapınaklara ata ruhlara sunuluyor.

Festivalin bir gün öncesiyse Penempahan olarak biliniyor; o gün çok fazla sayıda domuz ve kaplumbağa kurban ediliyor. Fakir olan yerel halk, tüm yıl dinlerinin buyurduğu adakları tanrılarına sunabilmek için çalışıp, kurbanlık hayvan parası biriktiriyor. Baharatlı, hindistan cevizi sütü ile dinlendirilerek hazırlanan özellikle domuzdan yapılmış yemekler kutsal kabul ediliyor. Kendileri biraz yiyor olsa da, bu adakların büyük kısmı yenmeden tapınaklara götürülüyor, tanrılara sunuluyor.

Bali-ata-ruhlara-adak
Bali, ata ruhlara adak

Galungan Günü herkes kendi evine en yakın olan büyük tapınağa gidiyor. Sadece Ubud’da yaklaşık 3000 adet tapınak var. Herkesin kendi evinin içinde ayrı bir tapınağı olsa da, bu kutlamar ana tapınaklarda kutlanılıyor. Tüm bu adaklar kadınlar tarafından kafalarında sepetler ile taşınıyor ve ruhlara adanıyor. Galungan’ın ertesi günü tüm Balililer yakın ailelerini, arkadaşlarını ziyaret ediyor.

Galungan’dan 10 gün sonra Kuningan sırasında zerdeçallı pilav sunuluyor. Ata ruhların evlerine geri dönmeleri dualar ve adaklarla kutlanıyor.

11 gün sonra Manis Kuningan, yani büyük eğlence ile bu festivaller bitiyor.

Kuningan-sırasında-dua-okuyan-rahip
Kuningan sırasında dua okuyan rahip

Ses kaydı: Rahipin okuduğu dua

Yanında yaşadığımız Balili bir aile sayesinde tüm bu festivalleri, adakların hazırlık sürecini yakından gözlemledik. Müslüman bir ülke olan Endonezya’nın tek Hindu nüfusu Bali’de; ancak Balililerin inancının katı Hinduizm kuralları ile ilgisi olduğu da söylenemez. Kendilerine has bir inanç sistemleri olan Balililerin gelenekleri ve kutlamaları, gerçekten şu hayatta deneyimlediğimiz en ilginç zamanlardı. Her zaman insanların ve kültürlerin, efsaneleri hiç sorgulamadan, günümüze uyarlamadan dogmatik bir şekilde sıkı sıkıya tutunması ilginç gelmiştir bana.

Bir yandan insanları bir araya getiren, diğer yandan insanları birbirinden ayıran din kavramı üzerine epey düşünmemize vesile oldu Bali ve Bali dini. Geriye dönüp bakınca, tanıklık ettiğimiz tüm değişik ritüeller için derin bir saygı, coşku ve şaşkınlık barındırıyorum içimde.

Photo Credit: ŞükranJ

Gölge Oyunu: Wayang Kulit

Endonezya’nın muhteşem el işçiliklerini, mistik müziklerini ve geleneklerini yansıtan en güzel örneklerinden biri kukla şovlarıdır. Kutsal olarak da kabul edilen gölge oyunları, Endonezyalılar için ahlaki ve kültürel olarak büyük önem taşır. Bu görsel şölene tanıklık edebileceğiniz en iyi yerler Doğu Java’daki Jogjakarta şehri ya da Bali adasıdır.

2.Gölge oyunu, sahne genel.
Gölge Oyunu Sahnesi

Oyunun tasarımı sahnenin önünde gölge oyununu izleyen seyirciler, sahnenin arkasında hikaye anlatıcısı da olan kuklacı, onun arkasında Gamelan topluluğu ve beraberinde koro şeklindedir.

Gölge Oyunu, Müzisyenler, Endonezya
Gölge Oyunu, Müzisyenler, Endonezya

Jogjakarta’daki golge kuklasi gosterisinden kisa bir kesit

 10. yüzyıldan beri gösterimde olan bu şovlarda genelde Ramayana ve Mahabharata gibi ünlü Hint destanları konu edilir. Bufalo derisine işlenerek yapılan kuklalar, değişik karakterleri ve inanılmaz el işçilikleri ile büyüleyicidir. Oyun sırasında iyi ve soylu karakterler sahnenin sağ tarafında, kötü karakterler sol tarafta yer alır.

Gölge Oyunu, Kötü Karakterler
Gölge Oyunu, Kötü Karakterler

Hikaye anlatımı da eski Java veya Bali dilindedir. Endonezya’da diller kast sınıfına göre çeşitleniyor. Gölge oyunları en yüksek kastın dilinde, yani krallara, soylulara ve rahiplere ait olan dilde anlatılıyor. On gruba ayrılan bu dilin, bugün yalnızca ilk üçü konuşuluyor. Dolayısı ile performans sırasında konuşulan dil bir tek turistlere değil, çoğu Endonezya halkına da epey yabancı aslında.

Kuklalar, Jogya, Endonezya
Kuklalar, Jogya, Endonezya

Sahne dünyayı, sahneye yansıtılan ışık güneşi, sahnedeki kuklalar ruhları, kuklacı (dalang) ise ulu güçleri ve tanrıları sembolize ediyor. Performans sırasında tanrı gibi olan kuklacı, aynı zamanda hikaye anlatıcısı. Bir kuklacının hikaye anlatabilmesi için yukarıda bahsettiğim en yüksek kastın diline ve diğer dillere hakim olması gerekiyor. Genelde babadan oğula geçen kuklacılık ve hikaye anlatıcılığı uzun eğitimler ve diğer ilginç deneyimler sonunda kazanılıyor ve  bu gölge oyunları bazen tüm gece sürüyor.

Her yerde dil ve kültürel geleneklerin yavaş yavaş yok olduğu günümüzde, kukla şovlarının ne kadar ömrü kaldı bilinmez. Bu sanatsal şovun kültürel ve ahlaki olarak sembolize ettiklerine ve tüm emeklere saygı duymamak gerçekten imkansız.

Kısacası eğer yolunuz buralara düşerse,  gölge oyununu izlemeden geçmeyin..