Öncelikle grubumuzun 2. yılı kutlu olsun…Nice nice yıllara… Cumartesi günü, bir arkadaşımla (Aslı), Buket Uzuner’in “İstanbulluluk” üzerine, Moda Tarihçi Kitapevi’ndeki söyleşisine katıldık.
“İstanbullular” adlı romanının yoğun çalışması, ve çıkış hikayesi üzerine çok güzel bir söyleşi oldu. İstanbullular kitabı şu şekilde tanımlanıyor:
“İstanbul’un kendisinin de bir anlatıcı- karakter olduğu roman, modernitenin ve şehrin sınırında; genetik bilimciden-gurbetç i işçiye, taksi şoförunden-ünlü bir heykeltıraşa, tuvalet temizlikçisinden- mimarlar odası eski başkanına kadar İstanbullu 15 kişinin yollarının kesiştiği bir ortamda, yüzyılımızın göçlerle genişlemiş İstanbul’ undan, dolayısıyla Türkiye’sinden bir kesit sunuyor. Bir İstanbul romanının en olmazsa olmazı aşksa elbette baş köşede yer alıyor!”
Söyleşi sonrası, Buket Hanım ile, Amerika’da tarih doktorasını tamamlayıp İstanbul’a kesin olmasa da dönüş yapan Kağan Bey, Aslı ve ben beraber kahve içmeye gittik. Sırtçantalılar grubu, İstanbul ve seyahat yazıları konusu üzerine sohbet ettik.
İstanbul’u ben “Çok çekici, çok güzel ama pasaklı giyinmiş bir kız olarak” tanımlarım. Kendisi de “2700 yıldır menopoza girmeyen tek dişidir” diye tanımlıyor İstanbul’u…
Bu tanımlar üzerinden acaba, grup üyeleri, hem İstanbul’da hem de dışarıda yaşayanlar olarak nasıl tanımlarsınız İstanbul’u ve İstanbulluluğu?Yaşadığınız/gezdiğiniz yerdeki yabancıların İstanbul üzerine algısı nedir mesela?
2010 Kültür başkenti konusu da gündemde iken, renkli bir bilgi paylaşımının olacağını düşündüğüm için sormak istedim. Konuyu sitemizde de yayınlarız…
Buket Hanım, sizinle yüzyüze tanışmaktan çok büyük mutluluk duydum, tekrar destekleriniz için teşekkürler. Umarım ülkemizde bu kültürün gelişmesi adına daha fazla üretken ve etkin olma şansımız olur…
Ömürden M. Sezgin
burakakin 