Tag Archives: Bay Adaları

Karayibin Derinlikleri: Honduras

Kristof Kolomb, 1502 yılında yeni kıtaya doğru dördüncü kez sefere çıkar. Küba ve Jamaika adalarının arasından seyrederek Honduras’ın kuzey kıyılarına ulaşır. Burada gemileri için gerekli ikmali yapan Kolomb, Hint Okyanusu’na varacağını ümit ederek güneye inmeye ve bir geçit aramaya devam eder. Ancak bu rota, derin suları ve azgın dalgalarıyla mürettabatı canından bezdirir. Nikaragua’nın sığ ve sakin sularına güç bela varan Kolomb’un, gemilerini emniyete alınca şöyle söylediği rivayet edilir: “Gracias a Dios que hemos dejado estas honduras- Tarıya şükür o derinlikleri terk ettik”.  İşte Honduras ülkesi, adını bu hikayeden ve derin denizlerinden alıyor. Hatta Kolomb’un o tarihte güç bela geçmeyi başardığı, Honduras’ın doğu kıyılarının uzandığı bölgenin ismi de hala Gracias a Dios; yani, Tanrıya Şükür.

Doğrusu yazıma böyle bir giriş yaparken niyetim, hikayeye biraz hoşluk katmaktı. Zira konu Honduras olunca tanıtım için mutlaka güzellemeye ihtiyaç var. Yanlış anlaşılmasın; Honduras, doğasıyla, karma kültürüyle, tarihiyle zaten olağanüstü güzellikte bir ülke. Ancak yaşam koşulları nedeniyle uluslararası arenada çok kötü bir şöhrete sahip. Bir yer düşünün ki yıllardır “dünyada en fazla cinayet işlenen ülkeler” sıralamasında birinciliği kimseye kaptırmasın… Honduras Ulusal Otonom Üniversitesi UNAH’ın araştırmasına göre ülkede sadece 2012 yılında 7 bin 172 cinayet işlendi. 2011’de bu rakam 7 bin 104’dü. Birleşmiş Milletler araştırmalarına göre ülkedeki suç oranı 2005 ile 2010 yılları arasında iki katına çıktı. Kısacası Honduras bugün, suç denizinin derinliklerinde kaybolmuş durumda.

Honduras

Ülke yoksul, altyapı sınırlı, yollar kötü, ulaşım yetersiz. Bu nedenle Honduras, gezginler için konfrolu seyahat olanakları sağlayamıyor. Dolayısıyla burası,  rahatlıkla doğal bir turizm cenneti olabilecekken, turistlerin ziyaret etmeyi pek fazla tercih etmedikleri, tekinsiz bir diyar halini alıyor. Ve fakat, işte tam da bu noktada, maceraperest gezginlere gün doğuyor.  Karayip korsanlarının izini sürebileceğiniz tropikal adaları, el değmemiş yağmur ormanları, Maya medeniyetinin efsanevi kentlerinden Copan harabeleri ile Honduras, adeta keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazine gibi…

Futbol ve savaşın ülkesi

Eğer ülkelerin de insanlar gibi yazgıları varsa, bana göre bu savın en büyük kanıtlarından biri Honduras. Zira bu ülkenin tarihi, garip bir şekilde, top oyunları ve savaş bağlantısı üzerinden tekerrür etmiş.  Peki bu yazgı biz gezginleri neden ilgilendirsin? Anlatayım…

ABD, 19’uncu yüzyıl sonlarında, Güney Amerika’da yaptığı gibi Honduras’da da meyve, özellikle de muz üretim çiftlikleri ve fabrikaları kurar. ABD’nin Honduras’daki ticari ve politik etkileri 20’nci yüzyılda artarak devam eder. Bu dönemde çevre ülkelerden, özellikle de El Salvador’dan Honduras’daki üretim tesislerinde çalışmak üzere çok sayıda göçmen işçi gelir. 1969 yılına gelindiğinde Honduras, dışa bağımlı endüstrileşme nedeniyle büyük bir ekonomik sıkıntı yaşamaktadır. Dönemin Honduras Başkanı Oswaldo Lopez Arellano, ekonomik sorunların sebebi olarak 1969’da sayıları 300 bine ulaşmış olan El Salvadorlu göçmenleri gösterir.

Kaderin cilvesi bu ya, bu ithamdan kısa bir süre sonra El Salvador futbol takımı, 1970 FIFA Dünya Kupası ön elemeleri için Honduras’a maç yapmaya gelir. El Salvador ve Honduras arasında yıllardır süregelen sınır sorunlarının da bulunması ortamı iyice gerginleştirmiştir. Önce Honduras’da gerçekleşen futbol maçında, akabinde de El Salvador’da oynanan rövanş maçında gerginlik tırmanır ve ölümler yaşanır. Bu olaylar El Salvador ordusunun Honduras’a girmesiyle neticelenir ve her ne kadar sebebi futbol olmasa da iki ülke arasındaki bu savaş tarihe “Futbol Savaşı” olarak geçer. 100 gün süren savaş, Honduras’da yaşayan El Salvadorluların kitleler halinde ülkeyi terk etmelerine yol açarken, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi ve yasal sınırın belirlenmesi için 1998 yılını beklemek gerekecektir.

copan top sahasi
Copan top sahasi

Garip bir biçimde Honduraslıların ataları da, günümüz futboluna benzer bir top oyununda ölüm-kalım savaşı veriyorlardı. Kadim Maya medeniyetinin en görkemli kalıntılarının yer aldığı Honduras’daki Copan kenti, nice savaşların yaşandığı bu antik top sahasına ev sahipliği yapıyor. Yalnızca bu spor kompleksi bile, seyyahların Honduras’ı  ziyaret etmeleri için yeterli bir neden… Copan kenti,   zamanında Orta Amerika’da Meksika’nın güneyi, Guatemala, Belize ve Honduras’ın kuzeyinde hüküm sürmüş olan Mayaların en kudretli şehir devletlerinden biriydi. Top oyunu ise, bu ihtişamlı şehrin hem en büyük eğlencesi hem de en önemli dini ritüeliydi. Seyircilerin oturması için düzenlenmiş iki piramit binanın arasında kalan diktörtgen bir taş sahada, dizler ve dirsekler kullanılarak kauçuk bir topla oynanan bu oyun sonunda, kaybeden takım kimi zaman ölümle cezalandırılıyordu.

Elbette Copan Maya kentinin ünü yalnızca bu top sahasından kaynaklanmıyor. Bu alanda bulunan piramitler, su yolları ve heykeller Maya medeniyetinin en görkemli eserlerinden sayılıyor. Copan Mayaları, nereden geldiklerini, kenti nasıl kurduklarını, efsanelerini, hanedanlarını, yaptıkları savaşları, kısacası yaşamlarına ilişkin her türlü detayı buradaki piramit ve heykellere ince ince yazmışlar, işlemişler. Bu yapıların işlemeleri öylesine güzel ki, arkeologlar Copan harabeleri için “Maya kentlerinin Paris’i” diyorlar.

Copan-Ruinas-Maya-Uygarligiras

Ülkenin batısında, Guetamala ve El Salvador sınırına yakın olan bu Maya harabelerini ziyaret etmek isteyenler, kalıntıların iki kilometre uzağındaki Copan kasabasının şirin pansiyonlarından birinde konaklayabilirler. İspanyollar döneminden kalma bu küçük kasaba, klasik kare meydanı, meydana bakan beyaz katedrali, kaldırım taşlarıyla döşenmiş dar sokakları, meşhur Honduras purolarının da satıldığı hediyelik eşya dükkanları ve yerel lezzetleri tadabileceğiniz ufak lokantalarıyla gerçekten de sevimli bir yerleşim yeri. Kovboy şapkaları, çizmeleri ve bazen de bellerinde tabancalarıyla dolaşan yerel halkın arasına karışmak için ideal bir yer.

Balina köpekbalığının izinde

Honduras’ın gezginler için en önemli cazibe merkezlerinden biri de Karayip sahillerinde yer alan Bay Adaları. Paya yerlilerinin (evet Maya değil, Paya) memleketi olan bu adalar, geçmişte İngilizler tarafından kolonileştirilmiş. İngilizlerin Afrika’dan getirdikleri köleler, Paya yerlileri ve Avrupalıların karışarak Garufina isimli, kendilerine özgü bir kültür meydana getirdikleri Bay Adaları, yüzyıllar boyunca Karayip korsanlarının da yuvası olmuş. Cam gibi berrak denizi, kumsalları, palmiyeleri ve mercanlarıyla bu takım adalar adeta birer tropikal cennet.

Aslında Karayipler’de Bay Adaları gibi pek çok tropikal cennet var. Ama Bay Adaları’nın bir parçası olan Utila Adası, bir özelliği ile diğerlerinden ayrılıyor. Utila, her yıl Mart, Nisan, Ağustos ve Eylül ayları boyunca dünyanın en büyük balığı kabul edilen Balina Köpekbalıkları’nın göçüne tanıklık ediyor. Boyları 6 ila 10 metre arasında değişen, yaklaşık 20 ton ağırlığındaki bu devasa balıklar, Mart-Nisan aylarında kuzeyden güneye, Ağustos-Eylül aylarında ise güneyden kuzeye doğru kitleler halinde göç ediyorlar. Haliyle yılın her döneminde dalgıçların ilgi gösterdiği bu adalar, balina köpekbalığının göç dönemlerinde dalış meraklılarıyla dolup taşıyor.

utila-adasi-Honduras
Utila Adasi, Honduras

Utila ile birlikte Roatan ve Guanaja’dan oluşan Bay Adaları, tatil yapmak için Honduras’daki diğer şehirlere nazaran çok daha emniyetli bölgeler. Ülkenin kuzeyindeki La Ceiba kentinden Utila’ya günde iki kez feribot kalkıyor. Ayrıca başkent Tegucigalpa’dan adalara kalkan charter uçaklarla da ulaşım sağlanabiliyor. Dalış yapma merakınız olmasa da Bay Adaları, kumsalda dinlenmek, denize girmek, akşamları küçük bar ve restoranlarda keyif yapmak isteyenlere güzel bir konfor sunuyor. Bu adaların etrafında hiç yerleşim olmayan, insansız adalar da bulunuyor ve bu ıssız adalara günlük olarak kiralanan teknelerle ulaşılabiliyor.

Orta Amerika’nın en geniş vahşi alanı

Honduras’ın Gracias a Dios bölgesinden Nikaragua’ya kadar uzanan tropik yağmur ormanları ise doğa ve vahşi yaşam meraklılarının mutlaka ziyaret etmeleri gereken bir alan. La Mosquitia adını taşıyan bu bölge 1982 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde. Miskito, Pech, Rama, Sumo ve Tawakha yerlilerinin yaşadığı bu bölge biyoçeşitlilik konusunda da müthiş bir zenginliğe sahip. Zaman zaman deniz seviyesinden 3 bin metre yüksekliğe kadar çıkabilen bu yağmur ormanları içindeki nehirler, bataklıklar, mangrov alanlarıyla 6 binden fazla bitki, 700 farklı kuş, 250 çeşit sürüngen ve 110’dan fazla memeli canlıya ev sahipliği yapıyor.

honduras-ormanlarinda-scarlet-macaw
Honduras Ormanlarinda Scarlet Macaw

La Mosquitia gerçekten de müthiş bir doğal güzellik; ancak, bu bölge aynı zamanda uyuşturucu kartellerinin yuvası. Bu karteller her ne kadar turistlere bulaşmaktan çekinse de tedbiri elden bırakmamak ve bölgeye yalnız seyahat etmemek gerekiyor. La Mosquitia seyahati için en uygun yol, La Ceiba gibi şehirlerde faaliyet gösteren turizm acentelerinden tur almak. Örneğin La Ceiba’daki La Moskitia Ecoaventuras, güvenilir ve tercih edilen bir tur şirketi. Bu turlara katılarak bölgedeki ağaç evlerde ya da çadırlarda konaklayabilir, Platano nehrinde rafting yapabilir,  kanolarla gezebilir, rehberler eşliğinde buradaki vahşi yaşamı tanıyabileceğiniz yürüyüşlere katılabilirsiniz.

Ve son sözüm: Bu egzotik ülkeyi görmek, Honduras’ın “derin” kültürüne nüfus etmek gerçekten de harika bir deneyim. Ama temkini elden bırakmayan, dikkatli gezginler için…